Standford ve ve Washington üniversiteleri
uzmanları uyardı: Antibiyotikler hastalıklarla mücadele ederken insan
vücudundaki iyi huylu bakterilere zarar veriyor. Aşırı antibiyotik kullanımı
uzun dönemde insan sağlığını olumsuz etkiliyor
Louis Pasteur 1877'de ilk antibiyotik ilaç Penisilin'i keşfettiğinde "Bu ilaçla birçok hastalığın üstesinden geleceğiz. Ancak iyi huylu bakterilerin insan vücudu için hayati öneme sahip olduğunu unutmamamız gerekiyor" demişti. Pasteur'ün 128 yıl önceki bu uyarısına rağmen, günümüzde en ufak rahatsızlık belirtisinde bile hemen antibiyotik ilaçlara sarılıyoruz. Dünya genelinde yılda 9 milyar adet antibiyotik hap tüketiliyor. Yıllık antibiyotik ilaç satışı 27.6 milyar doları aşıyor.
Son dönemde önde gelen üniversiteler antibiyotik kullanımındaki artışın aslında insan sağlığı için büyük bir tehdit haline geldiğini belirterek, Pasteur'ün uyarısının bir benzerini dile getirmeye başladı. İsveç merkezli Karolinska Enstitüsü, ABD'deki Stanford ve Washington üniversitelerinin uzmanları, "Antibiyotikler, hastalıklarla mücadele ederken insan vücudundaki iyi huylu bakterilere de zarar veriyor. Aşırı antibiyotik ilaç kullanımı uzun dönemde insan sağlığını olumsuz etkiliyor" açıklamasını yayınladı
Vücutta 100 trilyon bakteri var
Antibiyotiklerin zararlarına geçmeden önce bakterilerin faydalarına bir göz atalım, insan vücudunda bulunan her hücreye ortalama 10 bakteri düşüyor. Yani vücudumuzda 100 trilyondan fazla bakteri yaşıyor. Stanford Üniversitesi'nin araştırmasına göre, bağırsaklarda yaşayan "Btheta" bakterisi sindirimi zor besinleri parçalıyor. Damar ve hücrelerin sağlıklı bir şekilde gelişmesini sağlıyor. Bağışıklık sisitemi için gerekli olan enzimlerin üretilmesini tetikliyor. Bağırsak sistemimizde yaşayan bakterilerin çoğu vücuttaki hormonel dengeyi koruyor. Mide ve gıda borumuzda yerleşik olanlar ise B12ve K vitaminlerinin kana karışmasına yardımcı oluyor. Stanford Üniversitesi'nin uzmanı Dr. Stuart Levy, trilyonlarca bakterinin neden faydalı olduğunu özetle şöyle açıklıyor: "Bakteriler bize bağlı yaşıyor. Yani barındıkları kişinin vücudu ne kadar sağlıklı olur, ne kadar uzun yaşarsa kendi yaşamları da o kadar uzar."
İlaca bağışıklık kazanıyorlar
Louis Pasteur 1877'de ilk antibiyotik ilaç Penisilin'i keşfettiğinde "Bu ilaçla birçok hastalığın üstesinden geleceğiz. Ancak iyi huylu bakterilerin insan vücudu için hayati öneme sahip olduğunu unutmamamız gerekiyor" demişti. Pasteur'ün 128 yıl önceki bu uyarısına rağmen, günümüzde en ufak rahatsızlık belirtisinde bile hemen antibiyotik ilaçlara sarılıyoruz. Dünya genelinde yılda 9 milyar adet antibiyotik hap tüketiliyor. Yıllık antibiyotik ilaç satışı 27.6 milyar doları aşıyor.
Son dönemde önde gelen üniversiteler antibiyotik kullanımındaki artışın aslında insan sağlığı için büyük bir tehdit haline geldiğini belirterek, Pasteur'ün uyarısının bir benzerini dile getirmeye başladı. İsveç merkezli Karolinska Enstitüsü, ABD'deki Stanford ve Washington üniversitelerinin uzmanları, "Antibiyotikler, hastalıklarla mücadele ederken insan vücudundaki iyi huylu bakterilere de zarar veriyor. Aşırı antibiyotik ilaç kullanımı uzun dönemde insan sağlığını olumsuz etkiliyor" açıklamasını yayınladı
Vücutta 100 trilyon bakteri var
Antibiyotiklerin zararlarına geçmeden önce bakterilerin faydalarına bir göz atalım, insan vücudunda bulunan her hücreye ortalama 10 bakteri düşüyor. Yani vücudumuzda 100 trilyondan fazla bakteri yaşıyor. Stanford Üniversitesi'nin araştırmasına göre, bağırsaklarda yaşayan "Btheta" bakterisi sindirimi zor besinleri parçalıyor. Damar ve hücrelerin sağlıklı bir şekilde gelişmesini sağlıyor. Bağışıklık sisitemi için gerekli olan enzimlerin üretilmesini tetikliyor. Bağırsak sistemimizde yaşayan bakterilerin çoğu vücuttaki hormonel dengeyi koruyor. Mide ve gıda borumuzda yerleşik olanlar ise B12ve K vitaminlerinin kana karışmasına yardımcı oluyor. Stanford Üniversitesi'nin uzmanı Dr. Stuart Levy, trilyonlarca bakterinin neden faydalı olduğunu özetle şöyle açıklıyor: "Bakteriler bize bağlı yaşıyor. Yani barındıkları kişinin vücudu ne kadar sağlıklı olur, ne kadar uzun yaşarsa kendi yaşamları da o kadar uzar."
İlaca bağışıklık kazanıyorlar
Tıp fakültesinde özellikle bulaşıcı hastalıklar uzmanlarının
vurguladığı bir konuydu: Antibiyotik kullanımı ciddi bir işti. Herhangi bir
durumda antibiyotik kullanılıp kullanılmayacağı, kullanılacaksa hangisinin
tercih edileceği dikkatle değerlendirilmeli, bu karar bir kere verildi mi
de ciddiyetle, sonuna dek uygulanmalıydı.
Hocaların bunları vurgulamasındaki sebep, gerçekte tam da
aksine, antibiyotiklerin hastalara pek düşünmeden verilmesi, verildikten sonra
da kullanılıp kullanılmadığının birçok zaman takip edilmemesiydi. Bu gevşek
kullanımın uzun vadede büyük zararı var: Bakteriler elimizdeki antibiyotiklere
böyle böyle direnç geliştiriyor ve birer birer tıpta kullanılamaz hale geliyor.
Buna daha sonra değineceğim.
Ama önce antibiyotiklerin daha yakın zamanda anlaşılmış bir
özelliğinden bahsedeceğim: Antibiyotikler bakterilere karşı kullanılan silahlar
olduklarından, yalnızca bize zararlı bakterileri değil, yararlı olanları da
etkiliyor.
Peki antibiyotikler nasıl ölümcül olabiliyor?
Bu sorunun cevabını Illinois Üniversitesinin uzmanı Dr. Abigail Salyers veriyor:
"Antibiyotik ilaçlar sürekli kullanıldığında, faydalı bakteriler değişime uğrar ve zararlı hale gelir. İlaca bağışıklık kazanan bakteriye sahip olan insanlar tıpkı birer saatli bomba gibi..." Dr. Salyers'a göre, değişime uğrayan bakteri işlevlerini tam olarak yerine getirmemeye başlıyor. Yani vücutta hormonel dengesizlik ve sindirim sorunları başta olmak üzere birçok rahatsızlık başgösteriyor. Bu durum ömrü kısaltıyor. Bakterilerin yaşam alanlarından çıkması ise ölüm riskini beraberinde getiriyor. Örneğin, yemek borusundaki bir bakteri antibiyotikler yüzünden değişime uğrayıp, bir enfeksiyon yoluyla kana karışıp kalbe ulaştığında ölümcül olabiliyor.